Bilim Dünyasında Türk Lokumu

Yayınlanma Tarihi: 01-11-2014

Güneş Özhan

EMBO’dan Installation Grant ödülüne layık görülen birkaç şanslı kişiden biri olan Güneş Özhan, Türkiye’de biyomedikal bilim konusunda çalışmalar yapmak üzere çalışmakta. Neyse ki, son zamanlarda İzmir’de İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (iBG-izmir) adlı uluslararası çapta yeni bir araştırma merkezi kurulmuştur.

2014 yılının Aralık ayında Avrupa Moleküler Biyoloji Derneği (EMBO) aralarında Çek Cumhuriyeti, Polonya, Portekiz ve Türkiye bulunan ülkelerden sekiz genç araştırmacıya Installation Grant ödülü verdi.

Bu genç araştırmacılardan biri de şu anda İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (iBG-izmir)de araştırmalarına devam eden Güneş Özhan. Güneş, akademik kariyerine 2003 yılında ODTÜ’den mezun olduğunda başlamış, daha sonra, moleküler ve gelişim biyolojisi alanlarında yüksek lisans ve doktora eğitimi almak için Almanya’nın Göttingen şehrinde bulunan Max Planck Araştırma Enstitüsü’ne devam etmiştir. 2009 ve 2013 yılları arasında, Almanya’nın Dresden şehrinde bulunan Dresden Teknoloji Üniversitesi-Biyoteknoloji Merkezi ve Rejeneratif Tedavi Merkezi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışmalarına devam etmiştir. Geçtiğimiz yıl ülkesine geri dönmüş ve iBG-izmir’de çalışmaya başlamıştır. Ülkesine geri dönme kararının altında yatan motive edici etken neydi acaba?

“Doktorada ve doktora sonrası araştırmacı olduğum dönem boyunca, sağlam bir akademik eğitim alma ve pek çok yayın yapma fırsatı yakaladım ve Türkiye’ye geri dönmek için doğru zaman olduğuna karar verdim. Türkiye araştırma ve geliştirme yatırımları konusunda zaman içinde çok değişti; şu anda hem araştırma projelerimizin desteklenmesi konusunda daha fazla şansımız var, hem de eskiye nazaran kendi istediğimiz konuları araştırabilmek konusunda daha iyi koşullara sahibiz. Ocak 2014’te İzmir’e yerleştim ve o günden bu yana Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Biyotıp ve Genom Merkezinde Genç Grup Lideri olarak çalışmaktayım. Bu ödülle birlikte EMBO Genç Araştırmacılar ağına katılmış bulunuyorum ve bu da bana hem EMBO YIP üye laboratuvarlarından ve EMBL merkez olanaklarından pratik olarak yararlanma olanağını verecek hem de bu vesile ile Avrupa’daki bilim camiasıyla kaynaşmamı sağlayacaktır.” Güneş, şu aralar embriyonik gelişim ve organların rejenerasyonu süresince Wnt/ß-katenin sinyal yolağı konusunda araştırmalar yapıyor. Kendisi, zebrabalığı embriyolarında deep-sequencing RNA dizileme yöntemini kullanarak gen ekspresyon profilini ortaya çıkarmak ve böylelikle yolağı düzenleyen ve ilaç keşfi için faydalı olabilecek yeni modülatörleri bulmak istiyor.

Yaşam bilimleri alanında kariyer yapmayı seçmesinin sebebini sorduğumuzda ise, bunun “işte tam da böyle” olduğunu belirten Güneş, bilimin kendisi için sıradan bir iş değil bir yaşam tarzı olduğunu ifade etti. “Bilim beni sürekli uyaran ve heyecanlandıran bir şey. Bunun yanı sıra hem zihinsel hem de fiziksel olarak zorlayan bir şey. Bir bilim insanı için işin en çekici yanı aradığınız cevapları doğrudan doğadan alabilmeniz. Doğanın içinde gizli duran bir gerçeği ortaya çıkaran ilk insan siz olabilirsiniz. Bu harika bir şey değil mi? Hatta yaşam bilimleri daha da büyüleyici; hem sırlarla hem de henüz cevaplanamamış sonsuz sayıda soruyla dolu”

Henüz kurulan iBG-izmir, Türkiye’de araştırmaya yapılan yatırımın arttığının bir kanıtı. Esasen, Dokuz Eylül Üniversitesi İzmir Biyotıp ve Genom Uygulama ve Araştırma Merkezi (iBG-İzmir), ilk olarak 2003 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Kampüsü, Tıp Fakültesi ve Üniversite Hastanesi ve Sağlık Teknoloji Parkı (DEPARK) yenilikçi ortaklığının sonucu olarak “Biyo-İzmir” Bilim ve Teknoloji Parkı bünyesinde kurulmuştur. Proje yenilikçi bir Translasyonel Araştırma Merkezi olarak tasarlanmış ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından yaklaşık 58 milyon ABD Doları tutarındaki fon ile desteklenmiştir. Merkez 09 Eylül 2015 tarihinde resmi açılışını gerçekleştirecek ve uluslararası bir mükemmeliyet merkezi olma yolunda adım atacaktır.

“Türkiye’nin yükselen değeri olan iBG-izmir, tam kapasitesine ulaştığında aşağı yukarı 400 bilim insanına ev sahipliği yapacak.

“Merkezin misyonu, bir taraftan sağlık personeli, öğrenciler ve dünya çapında ziyaretçilerimize biyotıp alanında nitelikli eğitimler verirken, diğer taraftan ise; seçkin, yetenekli ve genç bilim insanlarına temel bilimsel araştırmalarını inovasyona dönüştürerek, küresel sağlık sorunlarıyla mücadelede bilimsel keşiflerin hız kazanmasına etkili katkılar sağlayarak insanlığın refah düzeyini artırmak. Multidisipliner bir yaklaşıma sahip olan iBG-İzmir, moleküler biyoloji, genetik, tıp, eczacılık, biyomühendislik ve bilgisayar mühendisliği gibi pek çok bilim alanını çatısı altında barındıran kapsamlı bir araştırma-geliştirme merkezi olacaktır. Merkez, Türk ekonomisinin özellikle sağlık alanında önemli lokomotiflerinden biri olan İzmir’de kurulmuştur ve bu kapsamdaki ilk araştırma merkezidir. Bu yönüyle iBG-izmir’in benim profesyonel hedeflerimle birebir örtüştüğüne ve yakında Türkiye’nin son derece rekabetçi ve üst sınıf biyomedikal araştırma merkezi olacağına inanıyorum” diye ekliyor Güneş.